İstanbul Koleksiyonu
İstanbul, mimarisiyle anlatılan bir şehir: taşın dokusu, kemerlerin ritmi, siluetlerin dengesi… Bu sayfa, İstanbul temalı posterleri tek bir seçkide buluşturur. Tarihi yapılar, mimari detaylar, şehir ikonları ve İstanbul’un gündelik dokusu; fotoğraf kareleri üzerinden “duvarda İstanbul” hissine dönüşür.
TABLODES’in İstanbul seçkisi iki ayrı koleksiyonla ilerler: İstanbul Collection ve İstanbul’da Bir Gün. İkisi de İstanbul’un tarihi ve mimari karakterine odaklanır; ancak anlatım temposu farklıdır. Biri daha kürasyonlu ve simgesel, diğeri daha monokrom ve yürüyüş gibi akışkandır.
İstanbul Collection
İstanbul Collection, şehri “ikonlar ve detaylar” üzerinden okur: Galata’nın silueti, Boğaz’ın çizgisi, cephelerin işçiliği, pencere ve sütun detayları… Koleksiyonun dili daha editoryal ve kürasyonlu; siyah-beyaz karelerin yanında sıcak nötr/sepya tonlar da yer alır. Bu, İstanbul’u hem tarihi hem de daha “yaşayan” bir şehir duygusuyla anlatır.
Bu koleksiyonda duvar düzeni kurarken iyi çalışan yaklaşım şudur: 1 simge kare + 2 mimari detay + 1 doku/şehir parçası. Örneğin bir Galata/boğaz siluetini merkeze alıp, etrafını mimari detaylarla (cephe/sütun/pencere gibi) desteklemek koleksiyon hissini güçlendirir. Böylece İstanbul teması, tek tek karelerden çıkıp tutarlı bir seçkiye dönüşür.
İstanbul’da Bir Gün
İstanbul’da Bir Gün, İstanbul’u siyah-beyaz bir yürüyüş gibi anlatır. Kemerlerin ve kolonların tekrar eden çizgileri, taşın dokusu, kapı ve cephe detayları; daha sakin ve net bir ritim kurar. Araya giren daha “açık” kadrajlar (ufuk, su, köprü gibi) seriye nefes aldırır ve duvarda denge yaratır.
Bu seriyi bir araya getirirken “yakın plan – uzak plan” geçişi çok iyi çalışır: bir geniş şehir nefesini, iki mimari detayla tamamlamak duvarda hem derinlik hem hikâye oluşturur. İstanbul’da Bir Gün, minimal ve monokrom bir duvar dili arayanlar için güçlü bir temel gibi davranır.
İstanbul Posterleriyle Duvar Düzeni Kurmak
İstanbul temalı posterlerde en temiz sonuç, iki şeyi net tutunca gelir: ritim ve boşluk. Mimari kareler (kolon, kemer, cephe) duvara ritim verir; daha açık kadrajlar (ufuk/su/siluet) ise kompozisyona boşluk ve denge katar. Bu denge, özellikle siyah-beyaz ve nötr tonlarda kurulan seçkilerde duvarın “yorucu” değil “derli toplu” görünmesini sağlar.
İki koleksiyonu birlikte kullanacaksan, İstanbul Collection’ı “simge ve vurgu” gibi; İstanbul’da Bir Gün’ü “ritim ve temel” gibi düşünmek iyi çalışır. Böylece duvarda hem İstanbul’un mimari karakteri korunur, hem de seçimler tekdüze olmadan bütünlüklü kalır.



































